10 Kasım 2010 Çarşamba

Hayat bir köy yoluysa ben şu sıralar boklu derenin üzerinden geçiyorum

Yeni mekana taşınma telaşı, yeni kampüse alışma, arkadaşlarla hasret giderme derken yazmayı ihmal ettim. Kusura bakmayınız efem.

Evet.. Senelerdir hayalini kurduğum şekilde yaşıyorum. Tek başıma.. Çok rahatım ama bazen düşünüyorum acaba iyi mi yaptım kötü mü yaptım diye.. Biri beni dürtmeden yataktan kalkamıyormuşum sevgili okuyucu yeni öğrendim. Ayrıca kendi kendime konuşmaya başlamam da cabası.

Bu sene hayatımda önemli bir değişim daha oldu. Siyasi bir örgüte katılıp ülkem için mücadeleye etmeye başladım + kendi kampüsümü örgütleme görevini üstlendim. Bu sorumluluk duygusunun getirdiği baskıyı tahmin bile edemezsiniz. Yaklaşık 80 kişiden sorumlu olmak, onları faaliyete katmaya çalışmak sandığımdan daha zormuş. Ayrıca saçmasapan öneriler ortaya konduğunda koskoca insanlara “Ahahaha olm saçmalama lan” da diyemiyorsunuz. Mecburen “Hmm evet olabilir aslında ama üstünde biraz daha düşünelim” deyip geçiştiriyorum. Severek üstlendiğim görevin altında eziliyorum sanırım. Ve bununla mücadele etmek için dünya üzerinde var olan en faydasız yola başvurdum. Sigara.. Son bir aydır içtiğim sigaranın haddi hesabı yok. Işıkları kapatıp sadece başucu lambamı yakıyorum. Bilgisayarda “Drinking Songs” listem eşliğinde pencerede oturup akşama kadar tüttürüyorum. (Bu listede bolca Yasmin Levy ve Farid Farjad parçası var. Varın siz düşünün içinde bulunduğum psikolojiyi) Bazen sigarama Efes Extra da eşlik ediyor. “Ahahaha sen mi vatan kurtaracan ulan?” diyebilirsiniz. Haklısınız da. Ama o kadar bunaldım ki elimden başka bir şey gelmiyor maalesef.

Blogdan uzak kaldığım süre zarfında hiç mi güzel bir şey olmadı. Oldu tabii ki. Ama o da benim kafasızlığım yüzünden yarım kaldı :/ Hemen anlatıyorum.

Kadıköy’de düzenlenen siyasi içerikli bir konferansa gitmek üzere yola çıktım. Her nedense Eminönü’ne gidip ordan Kadıköy’e geçmeyi düşündüm. Eminönü’ne gittiğimde saat daha erkendi. “Şurada biraz oturup bi cugara tüttüreyim de öyle gideyim” dedim. Geçtim tam Galata Kulesi’nin karşısına oturdum. Karşımdaki manzara benim İstanbul’daki favorilerimden biridir. Kulağımda Yasmin Levy. (Evet bu aralar çok pis sardım bu kadına) Bir sigara yaktım. O arada önümden sarışın, güneş gözlüklü, sırt çantalı biri geçip yan tarafa oturdu. Sarışın erkekler hiç tipim olmadığı için kafamı çevirip bakmadım bile. Bir kaç dakika sonra bizim “Sarışın” bana döndü ve “Merhaba. Lighter?” diyerek soran gözlerle baktı. Meğerse bizim sarışın turistmiiişşş :) “Yeah sure” diyerek çakmağı uzattım. “Nasilsin?” dedi. Gülerek “İyiyim teşekkürler sen nasılsın?” dedim. “Bomba gibiyim” dedi.( Ben de “Valla aynen öylesin”dedim. Ama maalesef sadece içimden. Böhüü :(( ) Elini uzattı. “I’m Steve” dedi. Ben de karşılık verdim. Şimdi bayan okuyucular için ayrıntıya giriyorum. Sarışın, hafif dalgalı saçlı,mavi gözlü, inci dişli, übersonik vücutlu, tam anlamıyla “enfes” bir çocuktu. 45 dakika kadar oturup sohbet ettik ve ben bu süre zarfında İngilizce gramerini s*kip attım sevgili okuyucu. Gelişine göre bir şeyler söyledim umarım anlamıştır :D İngilizmiş, 6 aydır Türkiye’deymiş. Makine mühendisliğinden yeni mezun olmuş. İzmir Foça’da rüzgar sörfü öğretiyormuş. Antalya’dan buraya da otostopla gelmiş. Sadece sırt çantası vardı. Tam anlamıyla hayalimdeki hayatı yaşıyordu. Favori mekanımı sordu. Ben de Taksim dedim. Bir kaç bar önerisinde bulundum. Nasıl gidileceğini anlattım. İşte benim kafasızlık yaptığım noktaya geldik. “Ben de şimdi oraya gidecektim istersen beraber gidelim” demek yerine zaten ezbere bildiğim şeyleri dinlemek için konferansa gittim ve o Yunan tanrısı kılıklı çocuğun tek başına Galata Köprüsü’ne doğru yürüyüşünü, “Mantığına, cinsine cibilliyetine sıçayım Küfkedisi” diye düşünüp iç geçirerek izledim. Evet sevgili okuyucu. Şimdi onunla ilgili ne var elimde? Sadece ama sadece ismi. Beynimi çalıştırıp soyadını bile alamadım. Sinirden kendimi tekmeleyebilirdim. Dönüşte belki yine karşlaşırız diye düşünüp Eminönü’ne gittim, aynı yere oturdum. Benimle konuşan tek insan dedem yaşında bir adamdı. O da nereye gidiyorsam beraber gitmeyi teklif edince “İyi akşamlar” deyip kalktım. Olay bundan ibarettir.


Bu yazının başlığını da yazın yaptığım bir köy yolculuğunda buldum. O zamanki ruh halimi aynen yansıttığını düşünmüştüm. Şimdi de öyle düşündüğüme göre yazdan bu yana pek bir şey değişmemiş hayatımda. Hala köye ulaşamadım yani. Hoş, ulaşınca neler olacak onu da merak ediyorum ya neyse..

Beklettiğim için tekrar özür dilerim. Esen kalınız :)

15 yorum:

Adsız dedi ki...

çoooook özlemişiz be kity.
şimdi suratımda pis bi sırıtma var gülmiyim diyorum olmuyor:) şincik üç beş kelam edelim siyasi çizgin nedir bilmiyorum.ama ben yolun solundan yürüyorsundur diye tahmin ediyorum.içtiğin biralar muhafazakar kesimden uzaklaştırıyor.sayın sevgili yazarımızın milliyetçi olamayacak kadar sığ olmadığını da biliyorum.geriye de pek seçenek kalmıyor.80+ 1 .kişi olmak mı neden olmasın benden sorumlu kişiye baglı:)
sigara başlama zamanlamamız aynıymış ama kity boru gibi tüttürme oha be.ha bu arada cugara:) iyidir.bazen çok iyi geliyor anlarsın sen bunu tiryakim.
tek başına eve çıkmışsın iyi cesaret şu öğrenci apartı sarmamış galiba.haydin hayırlısı ben de bahsettiğim o malum evden ayrıldım.içlerinde göründükleri kadar dürüst olmayan insanlar var.
yasmin levy mi? dinliycez dinliycez de kötüyse başınıza kakarım efem.
steve guy olayına hiç girmiyim.
bu yorum yazından uzun olmaya doğru gidiyor.burda kesip biraz yasmin levy dinliycem:)

Deniz Şenliler dedi ki...

hayatlarımız pek bi benzer geldi, tabi sen benden bi adım daha öndesin sanırım. Söyliceğim şeyse; ben Foça'lıyım. :) belki bayramda gidebilirim, senin Steve'i bulup en azından soyadını ulaştırırım sana. :)

Küfkedisi dedi ki...

En sadık okuyucum;

Söyledikleri ve yaptıkları her şeyle 68'lilerin izinden gidiyorum.
Yok yaa eve çıkamadım aparttayım hala. Tek kişilik odada kalıyorum.Yalnızlıktan kastettiğim oydu :)
Yasmin Levy iyidir hoştur ama günün her saatinde gitmez. Güneş batarken ya da doğarken falan, manzaraya karşı dinlemen lazım. Yoksa küfür yeme ihtimalim çok yüksek ondan söylüyorum :)

strangelittlegirl;

Ne kadar şanslı olduğunun bilmem farkında mısın? :) Eğer bulursan kafalamaya bak çocuğu. Böylesi dünyaya her zaman gelmez. Ben bir salaklık yapıp kaçırdım aynı şeyi sen yapma :)

Adsız dedi ki...

denizlerin peşinden gidicem diye 70 lerin ruhuna uyup hippi falan oliyim deme:) hadi tamam lennon gözlükleri iyi de nerde akşam orda sabah olayı ve ot çekme işi seni bozar be çiçek kız :) şaka bir yana senin referandum manifestondan sonra böyle bişey yapacağını tahmin etmeliydim.tek kişilik oda süpermiş beni hiç sorma bazen geceleri bazen oksijene muhtac kalıyorum.havadaki sülfür oranı da bayağı yüsek oluyo.özellikle akşam yemeğinde baklagillerden bişiy varsa atın beni denizlere diyorum:)
sabahı edicem ben şu levy için buna değmezse sadece küfürle kurtulacağını sanma:)

Küfkedisi dedi ki...

Korkuyorum ama :) Dinlerken gerçekten etkilenmek için sağlam bir derdinin de olması lazım onu söylemeyi unutmuşum. Yanında mutlaka sigara da olmalı ve dinlerken hiçbir şeyle uğraşmamalısın. Manzarayı da unutma :) Şimdi ben bu kadar anlattım diye beklentini yüksek tutup hayal kırıklığına uğrama ihtimalin de var. Ted Mosby'nin "Patates Kabuğu" olayı gibi.. :)

Levy'den bir kaç şarkı önerisi yapayım o zaman..

La Alegria
Me Voy
Adio Kerida
Perdono
Mano Suave
Una Noche Mas

Adsız dedi ki...

sigaram hazır playlist hazır manzara eh işte...kahve stoku tamam...dert desen kim dertsiz ki...umarım levy elinden geleni yapar...sabah kan çanağı gözlerle okula gitmek var bu işin içinde...beklentim yüksek ve korkmakta haklısın kıty:)

Küfkedisi dedi ki...

Kulaklarım çınlamadığına göre güzel bir gece geçirdin sanırım :)

Adsız dedi ki...

uykusuz kaldım ama değdi mi dersen gerçekten değdi.mp3(ne var yani ı pod um yoksa:)) çalarımda geniş ve müstesna bir yer tutacak.hayır duamı aldın kity.tanıştıran zat-ı alinize teşekkürü bir borç bilirim.

Küfkedisi dedi ki...

Rica ederim ne demek :)

Adsız dedi ki...

yeni yazında kutlayacaktım ama yine uzuuuun bir ara verebilirsin.iyi bayramlar yoldaş kity.

Küfkedisi dedi ki...

Teşekkürler sana da iyi bayramlar :) Artık arayı o kadar açmaya niyetim yok :)

Adsız dedi ki...

iyi ya bu da benim bayram hediyesi oldu :)

son kıllanma tarihi dedi ki...

Vay vay vay, sınavlar falan derken biraz geç fark etmişim tekrar yazmaya başladığını. Umudumu kesmiştim açıkçası, ve tekrar yazmayı kesmiş olmandan korkmuyor da değilim!

Küfkedisi dedi ki...

Yok yok kesmedim hatta yeni bir blog üzerinde çalışıyorum :)

Deniz Şenliler dedi ki...

biraz geç oldu ama cevap verebildim sonunda. Teşekkür ederim de keşke bulabilseydim. :/ Gerçi sanırım şu an benim bi Yunan Tanrım var ama o bunun farkında değil henüz. Keşke onu bulup sana ulaştırabilseydim.. Üzüldüm valla ya.

Yorum Gönder