Aylardır tartışılıyor bu konu. Her kafadan başka bir ses. Sonunda ben de kayıtsız kalamadım sevgili okuyucu. “Referanduma saatler kaldı. Biraz gecikmedin mi?” diyenler.. Evet haklısınız. Uzun zamandır bu konu hakkında yazmayı düşünüyordum ama kahretsin ki ben her işi son güne bırakan uyuşuğun tekiyim. Elden bir şey gelmiyor.
Şahsi kanaatim herkesin siyasetle uğraşmaması gerektiği yönünde. Anlayan anlamayan herkes uğraşınca neler oluyor hepimiz görüyoruz... Ülke berbat durumda. Ve “birileri” başka “birileri”nden aldığı emirlerle insanları sömürüyor, aptal yerine koyuyor, gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor. Bu “birileri”nin son yumurtası da bildiğiniz gibi referandum zımbırtısı.
Açıkçası referandum lafı ortaya atıldığında “Tayyip ve tayfası anayasa değişikliği mi yapacak? Kesin bir b*kluk var. O zaman hayır!” şeklinde yavşakça bir düşünceye sahiptim. Daha sonra orda burada asılmış afişleri gördüm demokrasiymiş zartmış zurtmuş.. “Du bakalım neyi değiştiriyorlarmış bunlar” diye düşünerek değiştirilecek maddeleri tek tek ve defalarca okudum. Yeni yeni siyasetle ilgilenen biri olarak bu konuda ahkâm kesmem pek doğru değil belki de ama dayanamıyorum. Ulan bu maddeleri 10 yaşındaki yeğenimin önüne koysam o bile g*tüyle güler be! Daha fazla vaktim olsaydı bütün değiştirilen maddelerin kendime göre analizlerini yapardım fakat biraz geç kaldım sanki. Zaten defalarca yorumlandı maddeler ve ben de aşağı yukarı bir çoğuyla aynı düşünceye sahibim.
Tamam AKP yargıyı ele geçirmeye çalışıyor, otoritesini güçlendiriyor vs vs.. Ama beni en çok üzen ve sinirlendiren şey ise bu insanlara bu kadar kolay ve pişkin pişkin yalan söyleyebilmeleri. Adam kalkıyor, anayasa değişikliğinde öyle bir şey olmamasına rağmen şehit ailelerine ayrıcalık tanınacağının yazıldığı afişleri astırıyor, 80’de alkış tuttuğu darbenin sorumlularını yargılayacağını iddia ediyor, askerlikten kaçanlara yurt dışına çıkış hakkı verip bunu yurtdışına çıkış özgürlüğünün genişletilmesi olarak koyuyor önümüze! Ondan sonra o Müslüman, ben dinsiz laikçi oluyorum.
Bu sabah duyduğum ve beni yataktan sıçrayarak kaldıran bir haberi paylaşmak istiyorum sizinle. Yerel bir kanal, sokakta dolaşıp evet broşürü dağıtan AKP’li bir milletvekilini gösteriyor. Adam yoldan insanları çevirip anayasa değişikliğini anlatıyor. Yeni anayasayla sakatlara ayrıcalık tanınacağı, otobüslerin, kaldırımların onlara göre düzenleneceği gibi iğrenç yalanları utanmadan sıkılmadan söylüyor. İnsanlar da “Aaa öyle mi ne güzel” diye cevap veriyorlar. Eğer bir ülke sakatlara yardım yapmak için yasaya ihtiyaç duyuyorsa vah o ülkenin insanlarının haline! Hükümet eğer “isterse” hem sakatlara,hem şehit ailelerine, hem gazilere, hem yaşlılara, hem kadınlara, hem de çocuklara yasaya ihtiyaç duymadan yardım edebilir ki etmesi gerekir zaten. Ama bizimkiler bunlar ekstra bir şeymiş gibi milletin önüne sunuyor. Hem de öyle bir madde olmamasına rağmen. İnsan ister istemez düşünüyor bunlar bu kadar kolay yalan söyleyebiliyorsa kim bilir daha neler neler yaparlar. Bu iğrençlik hakkında daha çok şey söylemek isterim ama ciddi anlamda kelimelere dökemiyorum.
Halkımızın büyük bir bölümü eğitim görmemiş. Bir kısmı okuma yazma dahi bilmiyor. Bu insanları kandırmaktan daha kolay bir şey yoktur herhalde. O yüzden onlara kızamıyorum sadece üzülüyorum bu duruma. Peki eğitim görmüş üniversite öğrencilerine ne demeli? Şu klişe lafı yazmadan geçemicem. Tamam 80 sonrası gençlik apolitik. İyi de kardeşim okuma yazmaları da mı yok ulan? Anlayamıyorum bir insan ülkenin gidişatından nasıl bu kadar bihaber olabilir? Siyasetle ilgilenmek ayrı ama sen üniversitede okuyorsun bi aç araştır yahu. Anladık ülkenin geleceği s*kinde değil bari kendi geleceğini düşün de bir şeyler yap. Okuması yazması olmayan insanları, köylerde kendi geçiminin derdindeki insanları mazur görebilirim ama her türlü imkana sahip olup bu derece gaflet ve dalalet içinde olanları kesinlikle affedemem. “Sen kimsin ki affedeceksin len?” diyebilirsiniz. Bir gün içinden çıkılamaz bir batağa saplanıcaz ve bunun sorumlularından biri de bu gençler olacak ve en kötüsü de kurunun yanında yaş da yanacak. Onların yüzünden beni berbat bir gelecek bekliyor. İşte bu yüzden affedemem.
Evet referandumdan yeterince bahsettim biraz da referandum sonrası tabloyu kendi tahminlerime göre çizmeye çalışayım.
Her ne kadar istemesem de sandıktan evet çıkacak. Bir süre facebook, twitter, ekşi sözlük gibi yerlerden evetçilerin “Ahahaha nasıl geçirdik ama” minvalindeki zafer naralarını okucaz. Zaman geçtikçe verilen vaatlerin yerine getirilmediği ülke halkı tarafından yavaş yavaş idrak edilmeye başlanacak. Bir süre sonra öyle bir noktaya gelinecek ki akepeliler bile durumdan rahatsız olmaya başlayacaklar. Kimse bu durumun sorumluluğunu üstlenmek istemicek ve soranlara “Ben hayır dedim kieee” diye cevap vericek.( Sonra ben de onlara çok sevdiğim bir akrabamın “Sen demedin o demedi. Ulan o zaman kim evet dedi pezevenk ben mi dedim?” lafıyla karşılık vericem.) Daha sonrasını şu anda kestiremiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki insanlar yavaş yavaş pişman olmaya başladıklarında onların pişmanlıklarını, yüzlerindeki o “ahanda y**raa yidik” ifadelerini uzaktan gerine gerine ve büyük bir keyifle izlicem. Çünkü ben bu pisliğe alet olmadım. Vicdanım çok rahat!
HAYIR’lı referandumlar :)