24 Ağustos 2010 Salı

Tek aşk..

Saat sabah 05.43. Hava aydınlanmak üzere. Kulağımda Anathema'dan "Flying". Karşımda eşsiz bir boğaz manzarası. Bu öyle bir manzara ki ders çalışmayı bıraktırıp bu satırları yazdırıyor bana.

İstanbul'a gelirken duyduğum endişelerden biri hatta belki en büyüğü şuydu: Acaba İstanbul'dan bıkar mıyım?

1 senedir burda yaşıyorum. Her gün aynı manzarayı görüyorum ve bakarken hala aynı hazzı alıyorum. İlk günkü gibi... Hala alamıyorum gözlerimi bu mavilikten. Özellikle de köprüden geçerken izlediğim manzara karşısında hissettiğim duyguları tarif edemem size.

Bir insan bir şehri neden bu kadar çok sever? Neden memleketini, ailesini bırakıp gelir hiç bilmiyorum. Evet eski yaşantımı arkamda bırakıp bir daha dönmemek üzere buraya geldim. Hayatım boyunca bundan daha doğru bir karar veremem herhalde :)

Buraya gelmeden önceki endişelerimden birini söyledim az önce. Şimdiki en büyük endişem ise bir gün burayı bırakıp gitmek zorunda kalmak.

Hava aydınlandı. Artık İstanbul'u başka insanlarla paylaşmak zorundayım :/ :)

Baştan söyleyeyim. Sakın kimse beni İstanbul'dan ayırmaya kalkmasın. Tanrım cehenneminde cayır cayır yakar. Demedi demeyin :)

6 yorum:

Adsız dedi ki...

açık konuşmak gerekirse bir şehir neden bu kadar sevilir anlamlandıramıyorum.dedikleri gibi bir büyüsü mü var o kentin...bir kaç yıl önce kısa süreliğine orda kalma imkanim olmuştu.o büyüden pek nemalanamamıştım.
istanbuldan çok traji-komik bir anıyla gelmiştim.haberleri izlerken ekranda freak görünüşlü bir kadın vardı.bu kadın mahalledeki gençlerden birini evine davat etmiş.birlikte biraz zamam geçirmişler anla işte.neyse genç işini bitirip çıkmaya çalışırken kapının kilitlendiğini farketmiş.kadın onun gitmsine izin vermeyice çocuk pencereden kaçmiş ve camları falan kırmış.bu kadın onu zorla içeri çekmeye çalışrken kolunu yaralamiştı.herif de kaçmiştı tabi.
bu haberi izledikten bi kaç gün sonra...üskdarda sakin bir sokakta bilinçsizce yürüyordum.sonra bana doğru yüyen o kadını farkettim.donakalmiştım.kolundaki bandajın anlamını çok iyi biliyordum:)hafiften yalpalayarak üstüme doğru yürüyordu ve yakalaştıkça sanki daha da büyüyordu.bakışları kanımı dondurmuştu.neyse fazla uzatmiyim.kendimi hızla sokağın diğer tarafına attım.yürümeye devam ederken bana bakmaya devam etti bir süre daha.sonra neyseki bu atlattık.
bu olaydan sonra istanbul bende tuhaflıklar kenti olarak yer etti.
yarın oraya uçuyorum ve bu arada unutmadan bi daha geçmem üsküdardan:)

Küfkedisi dedi ki...

Ahahah :) Ben Üsküdar'da kaldım geçen sene. Biraz tutucu bir semt ama onun dışında iyidir. Sen kötü bir zamanda gitmişsin :)

Adsız dedi ki...

sen gül şimdilik bana.yazmadığım bir şey var.bu yarmagülün eski kocası bir homeless olarak bahçelievlerde yaşıyormuş:))

bir gözü körmüş ama diğer gözüyle seni rahatça görebilir:).okula falan giderken yüksek topuk falan giyme.spor ayakkabılarının bağcıklarını her zaman sıkıca bağla ki bu haydutu görünce daha rahat sıvışabilesin ortamdan:)

Adsız dedi ki...

lan kity neden ben yazılarımı böyle özlüyorum.kendime kızıyorum şimdi yeminlen.

Küfkedisi dedi ki...

Kızma ama :(

Adsız dedi ki...

bir şeyi sevdim mi öyle merak ediyorum işte napim.fırsat varken söyliyim.iyi bayramlar kity.

Yorum Gönder