Çok sevgili bölümüm Anadolu Hisarı kampüsünden Bahçelievler kampüsüne taşınıyor. Haliyle ben de Avrupa yakasına taşınıyorum. Anlayacağınız Avrupalı oldum sevgili okuyucu.
Aylardır süren babayı eve çıkmaya ikna etme çabaları maalesef sonuç vermedi. Zaten taşınma olayı çıkınca her şey tepetaklak oldu. Tam bir sene önce yaşadığımız telaşı yine yaşadık. Yurt arama telaşını yani. Yurt deyip geçme sevgili okuyucu. Hiç kolay iş değil. Okula yakın olacak, fiyatı uygun olacak, iyi bir semtte olacak, fiziki şartları iyi olacak, hacı hoca takımının yurdu olmayacak -ki İstanbul'da tahmin edemeyeceğiniz kadar çok var- o olacak bu olacak. Yemin ediyorum ömrümden ömür gitti. Mikail'in acımayıp alev toplarını üstümüze yağdırdığı şu günlerde sokak sokak yurt aramak daha da bir eziyetli oldu. Neyse sonuç olarak okula çok yakın bir semtte, bir öğrenci apartında şirin bir oda sahibi oldum. Yalnızlığı severim o yüzden hep tek kişilik odada kalmak isterdim o yönden bir problemim yok. Ama arkadaşlarımdan ayrılmam pek hoş olmadı. 1 senedir etle tırnak gibi olduğum insanlardan ayrılmak çok üzdü beni ama başka çarem yoktu. Ayrıca bu apart olayı benim okulu bırakıp gazetecilik okumak için tekrar sınava girme hayallerimin de sonu oldu. Neden diye soracak olursan hemen açıklıyorum.
Babam bir senedir benim için (af buyrun) eşşek yüküyle para harcıyor. Ben de babama bu çabalarını geri döndürmek istiyorum. Takdir edersiniz ki gazetecilikten kazandığım parayla hem İstanbul'da iyi şartlarda yaşayıp hem de aileme bakamam. Ha yandaş medyada çalışıp iktidar yalakalığı yaparsam kaldırırım parayı ama onu da yapmam. Siyasi görüşüme, daha da önemlisi kişiliğime ters. O yüzden uzunca bir süre bu hayalimi ertelemek zorunda kaldım. Babamın harcadığı eşşek yüküyle paraya karşılık, ben de eşşek yüküyle para kazanacağım bir işte çalışmaya kadar verdim. Paradan bu kadar nefret edip, hayatını paraya göre ayarlamak ve tamamen parayla ilgili bir bölüm okumak nasıl b*ktan bir şey anlatmak mümkün değil.
Neyse efendim sanırım anlatacaklarım bu kadar. Uzun lafın kısası boğaz manzaralı bir yurttan E-5'e taşınıyorum. Aksiyon istiyordum hayatımda. Bu evrenin aksiyondan kastı ne ben anlayamadım şahsen. Yorum sizin.
En yakın zamanda yeni aksiyonlarla(!) karşınızda olmak umuduyla...
Beni sevdiğinizi biliyorsunuz.
XoXo
Küfkedisi
Not: Gossip Girl izliyorum evet. O değil de aşufte Georgina nasıl da Dan'in kucağına verdi çocuğu?!? Hala şoktayım.